Türk Sanat Müziği’nin güçlü sesi Hamiyet Yüceses 27 yıl önce aramızdan ayrıldı

Türk sanat müziği yorumcusu Hamiyet Yüceses'in ölümünün üzerinden 27. yıl geçti.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hamiyet Yüceses, Kadriye Hanım ile marpuç ustası Halil Efendi’nin kızı olarak İstanbul’da 20 Haziran 1915’te dünyaya geldi.

İstanbul’da Hacı Kadın İlkokulunda eğitim gören Yüceses, sesinin güzelliğiyle çocuk yaşlarda dikkati üzerine çekti.

11 YAŞINDA ŞARKI SÖYLEMEYE BAŞLADI

Sanatçı, 1926’da henüz 11 yaşındayken, ailesinin yaşadığı maddi sıkıntılar nedeniyle sahnelere çıkıp şarkı söylemeye başladı.

İlk konserini Burhaniye’de veren ve ardından Anadolu’nun birçok şehrinde sahneye çıkan Yüceses, uzun süre Gaziantep’te kaldı.

Beyoğlu’nda 1931’de Safiye Ayla ile sahneye çıkmaya başlayan yorumcu, aynı yıl Kadıköy’de düzenlenen bir yarışmada Türkiye Ses Kraliçesi seçildi.

Halit Kıvanç ile 1978’de yaptığı bir röportajda, İstanbul’da ilk sahneye çıktığı yıllarda mikrofon olmadığını söyleyen Yüceses, bir yandan da Selahattin Pınar, Sadettin Kaynak, Yesari Asım Arsoy, Mısırlı İbrahim ve Bimen Şen’den özel dersler aldı.

İstanbul Radyosunda çeşitli programlara da çıkan sanatçı, Sahibinin Sesi, Columbia ve Odeon firmalarıyla plaklar yaptı.

YÜCESES SOYADINI ALDI

Besteci Sadettin Kaynak’ın sesine uygun bazı besteler yaptığı şarkıcı, soyadı kanunu çıkınca Sadettin Kaynak ve Selahattin Pınar’ın ısrarıyla Yüceses soyadını aldı.

Sanatçının 1940’ta evlendiği deniz astsubayı Fethi Yüceses, Atılay faciası olarak anılan, Atılay adlı denizaltının batmasıyla 14 Temmuz 1942’de hayatını kaybetti.

Bu üzüntünün ardından söylediği “Gitti de Gelmeyiverdi” şarkısıyla beğeni toplayan şarkıcı, asıl şöhreti sözleri Abdülhak Hamit Tarhan’a, bestesi Mehmet Baha’ya ait olan “Makber” şarkısıyla kazandı.

Yüceses, 1944’ten 1955’e kadar Kemal Mollaoğlu ile evli kaldı ardından 1956’da sahnede şarkı söylerken tanıştığı tıp fakültesi öğrencisi Osman Sabuncu ile vefatına kadar süren 40 yıllık evliliğe imza attı.

ASSOLİST OLARAK SAHNEYE ÇIKTI

İstanbul’da dönemin ünlü gazinolarında assolist olarak sahneye çıkan sanatçı, 1944’te İstanbul Belediye Konservatuarı Türk Müziği İcra Heyetinde görev aldı.

Gazele olan sevgisini her fırsatta dile getiren şarkıcının 1946’da Hacı Arif Bey’in “Bakmıyor Çeşm-i Siyah” eserini, bir gazelle birlikte okuması ilgi gördü.

Hamiyet Yüceses, 1949’da Yeni İstanbul Radyosu’nda çalışmaya başladı. Üniversite Talebe Birliğinde her yıl düzenledikleri Edebiyat Yarışmasında “Hamiyet Mükafatı” ödüllerini dağıttı.

“Efsuncu Baba”, “Affet Beni Allahım”, “Kanun Namına”, “Soygun”, “İncili Çavuş” gibi sinema filmlerinde şarkı söylerken görünen Yüceses, 1981’de sahneleri bıraktı.

1988’DE SON KEZ SAHNEYE ÇIKTI

Yüceses, Pera Palas Oteli’nde 1987’de adına düzenlenen gecede, 1988’de ise Hürriyet Gazetesi’nin Altın Kelebek Ödül Töreni’nde son kez sahneye çıktı.

“Makber” (Her Yer Karanlık), “Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine”, “Ben Küskünüm Feleğe” ve “Bakmıyor Çeşm-i Siyah”ın arasında bulunduğu Türk sanat müziği eserlerini yorumlayan Yüceses, şarkıcılık hayatı boyunca yaklaşık 500 taş plak, 37 adet 45’lik ve 8 long play çıkardı.

Tatil için gittiği Muğla’nın Marmaris ilçesinde kaldırıldığı hastanede, 10 Temmuz 1996’da, 81 yaşındayken hayata veda etti.

Cenazesi İstanbul’a getirilen Yüceses, Üsküdar’daki Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi.

Türk Sanat Müziği’nin güçlü sesi Hamiyet Yüceses 27 yıl önce aramızdan ayrıldı

Yorumlar kapalı.