Kılıçdaroğlu: MHP’nin esnafın derdi ile ilgili bir sorunu gündeme getirdiğini duydunuz mu?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bölgemizde bir savaş istemiyoruz. Bölgedeki bir savaşın Türkiye'ye büyük zararlar vereceğini hepimiz biliyoruz." dedi.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin sorunlarını bildiklerini, çözüm üreten insanların iktidar olduğu takdirde çözülmeyecek hiçbir sorunun olmadığını söyledi.

İktidarın, ülkenin sorunlarını çözmediğini, aksine yeni sorunlar getirdiğini savunan Kılıçdaroğlu, “İktidar sahipleri sorunu çözemiyorlarsa yapacakları tek bir iş var, sandığı milletin önüne getirmek. O zaman Türkiye’de gerçek anlamda demokrasi kökleşmiş olur, vatandaş gider tercihini yapar. Vatandaşın tercihinden korkmamak lazım. Genel de şöyle söyleniyor, ‘efendim bunlar asla gitmez.’ Ne demek asla gitmez? Onları tıpış tıpış milletin iradesi ile göndereceğiz.” sözlerini sarf etti.

Tunceli’de 5 Ocak 2020’de kaybolan Gülistan Doku’nun ailesinin de toplantıya katıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, Gülistan Doku’nun bulunamamasının nedenlerinin açıklanması gerektiğini vurguladı.

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de demokrasi konusunda çok sorunun olduğunu öne sürerek, “Türkiye’de demokrasinin olmadığını hepiniz biliyorsunuz. Ufak tefek kırıntılar kalmış, onun dışında Türkiye’de demokrasinin askıya alındığını hepimiz biliyoruz.” ifadesini kullandı.

Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının uygulanmadığını, anayasanın öngördüğü temel insan hakları kararları ya da kuralları ile ilkelerinin uygulanmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, “Süreçte hukuk içinde değil, intikam duygusuyla çalışılıyor. Eğer birisi iktidar sahiplerinden birisini eleştiriyorsa ve bu eleştirinin dozu biraz yüksekse yakalanması, gözaltına alınması, tutuklanması ve aylarca hapiste tutulması tablosu ile karşı karşıya kalıyoruz. Sedef Kabaş bunlardan birisidir. Ülkede hukuk olmadığı için Sedef Kabaş içeride tutuluyor. Sadece o mu? Hayır. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, askeri öğrenciler de öyle. Bütün bunları biliyoruz.” diye konuştu.

“Hepimizin dış politikada sağduyulu hareket etmesi lazım”

Rusya-Ukrayna arasındaki krize de değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Bölgemizde bir savaş istemiyoruz. Savaşın acımasızlığını en iyi bizim tarihimiz anlatır. Ulusal bağımsızlık savaşını hangi koşullarda verdiğimiz hepimizin belleklerinde kazılıdır. Dolayısıyla bölgedeki bir savaşın Türkiye’ye büyük zararlar vereceğini hepimiz biliyoruz. Tarafları sağduyuya davet etmek, bir savaşı önlemek sadece insan olarak bizim değil aslında bütün dünyanın ortak talebi olarak ortaya çıkmak zorundadır. Eğer böyle bir savaş çıkarsa en büyük zararı görecek olan ülkelerden birisi Türkiye’dir. Tabii Rusya bu süreç içinde 2014’e göre daha güçlü bir şekilde sahneye çıkmış durumda, 2014’te döviz rezervi 531 milyar dolarken şu anda 630 milyar dolar. Doğal gaz fiyatları, petrol fiyatları artıyor ve bunlar da Rusya’nın işini kolaylaştırıyor.

Toplam buğday ithalatımızın yüzde 87’sini Rusya ve Ukrayna’dan yapıyoruz. Çıkacak savaşın bize maliyetini göstermek açısından… Doğal gaz ithalatımızın yüzde 40’ı, petrol ithalatımızın yüzde 25’i Rusya’dan yapılıyor. Ülkemize gelen turistlerin yüzde 25’i Rusya’dan ve Ukrayna’dan.

Bu girişi yapmamın nedeni şu, Montrö Sözleşmesi’ni tartışmaya açmanın nasıl bir ihanet olduğunu topluma anlatmak. Montrö Sözleşmesi, Türkiye’nin güvenliği açısından, bölgenin güvenliği açısından, dünyanın güvenliği açısından son derece değerli bir anlaşmadır ama tarihi bilmeyen birileri, dünyayı iyi okumayan birileri Montrö Anlaşması’nı tartışmaya açarsa bunun doğuracağı vahameti 84 milyonun iyi bilmesi lazım. O nedenle hepimizin dış politikada sağduyulu hareket etmesi lazım, dikkatli olması lazım. Türkiye’nin, çıkarlarına odaklanması lazım.”

 “4 milyon 122 bin vatandaş bankalara borcunu ödeyemedi”

Türkiye’de herkesin hayat pahalılığından yakındığını savunan Kılıçdaroğlu, şubat ayında yapılan bir anketin sonuçları değerlendirildiğinde, asgari ücret artışının hiçbir şey getirmediğinin ortaya çıkacağını dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, 4 milyon 122 bin vatandaşın bankalara borcunu ödeyemediğini ileri sürerek, “İcradaki dosya sayısı 23 milyon 200 bini aştı. Bu da içinde bulunduğumuz tablonun iyi olmadığını gösteriyor.” görüşünü paylaştı.

Bütün belediye başkanlarına “bir kara kış fonu kurun, fakir, fukaranın yanında olun’ diye öğüt verdiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, bu öğüdü sadece kendi belediye başkanlarının dinlediğini ve ülke genelinde ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini belirtti.

Vatandaşların, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne verdiği 6 milyon 200 bin liraya el konulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, bu duruma rağmen belediye başkanlarının çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti.

“Sizin sorunlarınızı çözeceğiz”

Grup toplantısına emeklilikte yaşa takılanların da (EYT) katıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, “Uzun süre sizin sorunlarınıza karşı kulaklarını tıkadılar. En tepedeki bir zat sizin için ‘türedi’ lafını kullandı. Bunu siz unutmuş olabilirsiniz ama bu kardeşiniz asla unutmayacak. Hiç meraklanmayın, az kaldı. Sizin sorunlarınızı çözeceğiz.” diye konuştu.

Emekli aylıklarının yeterli olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, bu sorunları çözeceklerini, çalışanlara milli gelir artışından hak ettikleri payı vereceklerini, hiçbir emeklinin aylığının asgari ücretin altında olmayacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Muhtarların aylıklarını asgari ücret seviyesine çıkaracağız” ifadesini kullandığını aktaran Kılıçdaroğlu, “Bugüne kadar hangi sözünde durdu ki bu sözünde dursun.” değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan’ın açıklamasının ardından muhtarlarla ilgili bir kanun teklifi hazırladıklarını ve Genel Kurul’da reddedildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Şimdi önümüzdeki günlerde grup başkanvekillerimiz aynı teklifi tekrar aşağı indirecek. El mi yaman, bey mi yaman göreceğiz. Destek mi veriyorlar, karşı mı çıkıyorlar, onu da göreceğiz.” ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, MHP’nin toplumla hiç ilgilenmediğini ileri sürdü. MHP’nin esnafın derdi ile ilgili bir sorunu gündeme getirdiğinin duyulup duyulmadığını soran Kılıçdaroğlu, “Duyamazsınız. İşsizlerin derdini dile getirdiğini duydunuz mu? Duyamazsınız, mümkün değil. Apartman görevlilerinin sorunu var. Bunu dile getirdiğini duydunuz mu? Duyamazsınız efendim, duyamazsınız. Onların tek görevi var. Saraydan aldıkları talimatın gereği olarak 19 Mayıs hareketleri yapmak, el kaldırıp-indirmek, o kadar. Kiminle yapıyorlar bunu? AK Parti milletvekilleri ile yapıyorlar.” diye konuştu.

AK Parti milletvekillerinin televizyona çıkıp konuşmalarını çok istediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ile ilgili de “Müthiş matematikçi gerçekten. Kendisini kutlamak lazım. Dünyayı ne kadar yakından izliyor.” dedi.

Aklını kiraya vermiş bir kişinin milletvekili olamayacağını savunan Kılıçdaroğlu, “Milletin vekili milletin derdiyle uğraşır, sorunuyla uğraşır, çözüm üretir, çare üretir. Buraya gelmişsiniz, oturmuşsunuz; ‘el kaldırın-indirin’. Nasıl? Saraydan gelecek talimata göre. Siz milletvekili değilsiniz ki o zaman? Keşke bunun için de dava açsalar. En azından milletvekili olmadıklarını mahkemede ispat ederiz. Vallahi, billahi ispat ederiz.” ifadelerini kullandı.

Cumhur İttifakı’nın en temel özelliklerinden birinin sık sık paralel yapı kurmak olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası’nın fiyat istikrarından sorumlu olduğunu ancak buna paralel Fiyat İstikrarı Komitesi kurulduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, arıcıların 2003’te bir araya gelip Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliğini kurduğunu, bu birliğin 79 ilde örgütlü olduğunu ve 50 bini aşkın üyesi bulunduğunu dile getirerek Türkiye’nin Hindistan ve Çin’den sonra arı yetiştiriciliğinde dünya üçüncüsü olduğunu belirtti. AK Parti’nin bu birliğe karşı Tarım, Hayvancılık ve Arıcılık Federasyonu (TAHAP) adı altında paralel yapı kurduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Tarım ve Orman Bakanlığının federasyonu desteklediğini iddia etti.

Kılıçdaroğlu, Türk Şekerden arılara beslenme şekeri alınabilmesi için birlikten ayrılıp federasyona üye olunması gerektiğini ileri sürerek şöyle konuştu:

“Türk Şeker, birliğe kovan başına 1 kilo şeker veriyor. AK Parti ve Tarım Bakanlığının destekliği TAHAP’a ise kovan başına 36 kilo şeker veriyor. Adalete bakın. Bütün arı yetiştiricisi arkadaşlarıma sesleniyorum; Hangi partiden olursanız olun, hangi partiye oy verirseniz verin bu kardeşinizin temel özelliği adaletsizliğe dur demesidir. Adaletsizliğe dur diyeceğiz. Önümüzdeki seçimlerde sandık gelecek. Sizin hakkınızı teslim edeceğiz. Millet İttifakı olarak teslim edeceğiz. Paralel yapılara da izin vermeyeceğiz. Paralel yapı kurmak bölücülüktür.”

 “Çay destekleme ücreti 2016’dan beri 13 kuruş”

Rize ve Artvin’de temel gelir kaynağının çay üretimi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, 2021’de tonu 2 bin 800 lira olan çay gübresinin 2022’de 7 bin 500 liraya çıktığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, Tarım Kredi Kooperatifi dışından alınacak gübrenin fiyatının ise 8 bin 300 lira olduğunu söyledi.

Çay destekleme ücretinin 2016’dan bu yana kilo başına 13 kuruş olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Saray diyor ki ‘Rize ve Artvin’de hiç enflasyon olmadı. Rize’de ve Artvin’de herkes çok huzurlu, kuruş bile oynamadı. 13 kuruştan bunu tutuyoruz’. Rize’ye ve Artvin’e, çay üreticilerine sesleniyorum; sizin hakkınızı, hukukunuzu teslim edecek partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi’dir, unutmayın.” dedi.

Kılıçdaroğlu, Rize’ye gittiğinde kaçak çayla ilgili konuştuğunu da ifade ederek Millet İttifakı iktidarında, bütün kaçak çayları toplayıp Rize Meydanı’nda yakacağı sözünü verdiğini anımsattı.

Banka ve sigorta şirketi emeklilerinin bayram ikramiyesi alamadığını belirten Kılıçdaroğlu, emekliler arasında ayrım yapılamayacağını dile getirdi. AK Parti’nin toplumu kutuplaştırdığını savunan Kılıçdaroğlu, banka ve sigorta şirketi emeklilerine bayram ikramiyesi vermenin de kendilerine nasip olacağını iddia etti.

6 genel başkanın 28 Şubat’taki toplantısı

Kılıçdaroğlu, 6 siyasi parti genel başkanının 28 Şubat’ta bir araya geleceğini hatırlatarak şöyle devam etti:

“Daha önce hazırladığımız, uzun süre çalıştığımız güçlendirilmiş parlamenter sistemden neyi kastediyoruz, neyi hedefliyoruz, neyi amaçlıyoruz? Bu, kamuoyuyla paylaşılacak. Bütün çalışmaları yapıldı. Toplumun en duyarlı kesimleri, meslek kuruluşları, barolar, dernekler, sivil toplum kuruluşları davet edildi. Onların huzurunda bu açıklanacak. 6 genel başkan orada olacağız. Güçlendirilmiş parlamenter sistem ne demektir? Güçlendirilmiş parlamenter sistemin hedeflediği nokta şudur; devletin yapılanmasında adalet. Adaleti sağlamazsanız zaten devleti yönetemezsiniz. Devletin temeli adaletse adaleti sağlamanız lazım, hakkı hukuku sağlamanız lazım. Bir devlet sorumsuzca yönetilemez. Devletin bilgi ve birikimle, deneyimle yönetilmesi için hakkın hukukun ve adaletin sağlanması lazım. O nedenle 28 Şubat Pazartesi günü saat 13.30’da 6 partinin genel başkanı bir araya geleceğiz.”

Türkiye’yi bölgesinde en itibarlı ülke haline getireceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de hakkı, hukuku ve adaleti sağladığımızda göreceksiniz bütün mazlum ülkeler geçmişte olduğu gibi yine bizi örnek alacaklar. Adalet mi diyorsunuz Türkiye, hak mı diyorsunuz Türkiye, hukuk mu diyorsunuz Türkiye, insan hakları mı diyorsunuz Türkiye, ifade özgürlüğü mü diyorsunuz Türkiye diyecekler. Biz bunu sağlayacağız.” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu: MHP’nin esnafın derdi ile ilgili bir sorunu gündeme getirdiğini duydunuz mu?

Yorumlar kapalı.