Eşinden psikolojik ve fiziksel şiddet gören kadın: ‘Ölümün kıyısına gelene kadar yaşadıklarımın şiddet olduğunu anlayamamıştım’

Abi Blake, eşinden önce psikolojik, sonra fiziksel şiddet gördü ve ölümün kıyısına kadar geldi. Ama yaşadıklarının şiddet olduğunu anlaması zaman aldı.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İngiltere’nin Cheshire kentinde yaşayan Abi Blake, psikolojik ve fiziksel şiddetin kadınların hayatlarını nasıl tehlikeye attığını ve erken harekete geçmenin neden önemli olduğunu BBC’den Sue Mitchell’e anlattı.

Abi Blake ile sonradan eşi olacak olan Sebastian Swamy’yi, 2014 yılında Sevgililer Günü’nden hemen sonra arkadaşları tanıştırdı. Abi, Manchester Havalimanı’nda işletme müdürüydü. Bir önceki ilişkinden bir oğlu vardı. Sebastian da telekomünikasyon müdürü olarak çalışıyordu.

İlk buluşmalarından aylar sonra, arkadaşları ve ailesinin şüphelerine kulak tıkayan Abi Blake “beyaz atlı prensim” dediği Sebastian’la evlendi. Evlendikten sonra arabalarında otellerine giderken Abi Blake, Sebastian’a hayatının en mutlu anlarından birini yaşadığını söyledi ama bu mutluluk çok uzun sürmedi.

Sebastian, Cheshire kentindeki Knutsford bölgesine Abi’nin yanına taşındı. Oğlunun mutlu olması için yeni eşine yardım etmek istediğini söyledi. Ama ilişkinin başından beri Abi’yi yeni eşiyle ilgili rahatsız eden bir şeyler vardı. Sebastian, Abi’ye “makyajından topuklu ayakkabısına, görünüşünden konuşma tarzına kadar” nasıl davranması gerektiğini söylemeye başlamıştı.

Abi Blake o dönemi şöyle anlatıyor:

“Üniversite eğitimim olmasına rağmen parmağının ucuyla kafama dokunup ‘Bu zekaya sahip biri için çok aptalsın’ diyordu. Ben de kendimden şüphe duymaya, kendimi sorgulamaya başladım. Ve bu daha sadece başlangıçtı.”

Abi Blake, uzun bir süre bu durumu umursamamaya çalıştı. Eşinin davranışları için bahaneler buluyor, eşiyle ilgili sevdiği şeyleri düşünüyor, ona ilgi gösterdiği, kibar davrandığı, çiçekler aldığı ve onu yemeğe çıkardığı zamanlara odaklanıyordu. Eşi Sebastian yakışıklıydı ve Hindistan’daki dedesinin yüzüğü gibi kendisi için büyük anlamı olan hediyeler veriyordu Abi’ye.

Şiddet başladığında ise artık bu davranışları görmezden gelemez olmuştu. İlk şiddet olayı, Sebastian’ın Abi’yi arkadaşlarıyla yemeğe çıkarmaya ikna etmesinden sonra yaşandı.

Abi Blake yemekten döndüğünde oğlunun oyuncak treninin üzerinde kokaine benzer tozlar, yerlerde de içki şişeleri gördü. Bir açıklama istediğinde ise Sebastian öfkeden sinir küpüne döndü.

İlk tokat

Abi Blake olayların nasıl şiddete dönüştüğünü anlattı:

“Çok ama çok sert bir tokat attı. Eliyle ağzımı kapatıp çenemi kapatmamı söyledi.

“Merdivenlerden yukarı kaçtım. Ertesi sabah özür diledi ve canımı acıtmak istemediğini, bir daha asla yapmayacağını, üzgün olduğunu söyledi. Yaptıklarının sebebinin ben olduğumu söyledi çünkü çığlık atıyor, bağırıyordum. Komşular duymasın diye susmamı istemiş. İlk dayağı o zaman yemiştim.”

Abi, vücudunda oluşan morlukları kapatmak için uzun kollu kıyafetler giyiyor, boynuna eşarp doluyordu. Ama yaşadığı utancı saklamak daha zordu. Çok korktuğu zamanlarda polisi arıyordu, polis gelip Sebastian’ı götürüyor, Sebastian ise birkaç saat sonra Abi’yle konuşmak için geri dönüyordu.

Abi, eşi hakkında şikayetçi olmayı hep reddetti. Evin üst katında uyurken eşinin yangın çıkarmaya çalışması bile şikayetçi olmasına yetmedi:

“Öylece oturdum. Yanan eve bakıp ‘Evi boyamam lazım, temizlemem lazım ama yapamam’ diyordum. Polis de ‘Abi, (eşin) kundaklama suçlamasıyla yargılanmalı biliyordum değil mi?’ diyordu ben de ‘Yok yok, hayır’ diyordum. Her şey çok ürkütücüydü.”

Annesi böyle giderse bir gün kendisini “kefenin içinde bulacağı” uyarısında bulunuyordu kızına. Bu sözlerden beş gün sonra ise Abi neredeyse ölüyordu. Sebastian, Abi’ye öyle şiddetli bir tekme attı ki Abi’nin omuriliği zarar gördü, akciğeri yarıldı ve kaburgaları kırıldı. Abi yaralı halde yerde yatarken Sebastian bağırmaya devam ediyordu. Abi’den bıktığını, artık çenesini kapatması gerektiğini söylüyordu.

Abi, yardımına koşan komşuları sayesinde kurtuldu. Doktorlar, Abi’nin boynundan açtıkları bir yarıkla zarar gören omurgasını tedavi etti. Ama omuriliğindeki yaralar kalıcı. Abi’ye ayrıca post travmatik stres tanısı kondu.

Ve işte o zaman artık eşinden ayrılma vakti geldiğine ikna olmuştu.

‘Ayrılmasaydı ölüyordu’

Psikolog Dr. Keri Nixon’a göre ayrılmasaydı Abi şimdi yaşamıyor olacaktı:

“Vahşi biriydi. Alkolün etkisi o geceki saldırıyı daha hiddetli bir hale getirdi bu nedenle muhtemelen Abi ölebilirdi. Çünkü Sebastian yeniden dışarı çıkar, yeniden içer, sarhoş olur ve döndüğünde yine öfkesini Abi’den çıkarırdı, kendisini de durduramazdı.”

Sebastian’ın Abi’ye uyguladığı psikolojik ve fiziksel şiddet aile içi şiddetin bir örneği. Sebastian psikolojik baskı uygulayarak Abi’nin arkadaşlarını, ailesini görmesine engel oluyordu. Sıklıkla da fiziksel şiddet uygulayıp Abi’yi yalnızlaştırıyordu. Abi ise sürekli bir inkar halindeydi.

Şiddet mağdurlarının şikayetçi olmayı reddetmesi üzerine Cheshire Emniyeti’nden Claire Jesson ile Cheshire Üniversitesi’nden bir grup öğrenci yeni bir öneri hazırladı.

Polisin şiddet uygulayan kişiyi birkaç saatliğine alıkoyması ve mağdurun tek başına kalması yerine, aile içi şiddetten sorumlu bir polis memurunun, her bir vakada olay yerine gidip mağdurla birlikte kalması ve ne gibi yardımlar alabileceği konusunda bilgilendirmesi önerildi.

Kaynak: BBC Türkçe

Eşinden psikolojik ve fiziksel şiddet gören kadın: ‘Ölümün kıyısına gelene kadar yaşadıklarımın şiddet olduğunu anlayamamıştım’

Yorumlar kapalı.